top of page
ANA SAYFA CIKIS

S E M I N I

Peraşa Özeti
[www.chabad.org]
(Vayikra 9:1-11:47)

 

"Yedi açılış gününü" takip eden sekizinci gün, Aaron ve oğulları "Koanim - Koenler" olarak görev yapmaya başlarlar; Mizbeah'taki korbanları yakmak üzere "Tanrı'nın Önünden" bir ateş çıkar ve Şehina, Mişkan'a yerleşir.

Aaron'un iki büyük oğlu Nadav ve Aviu, "Tanrı'nın huzurunda, O'nun emretmediği yabancı bir ateş" getirirler ve ölürler. Aaron bu felaket karşısında sessiz kalır. Daha sonra Moşe ile Aaron, korbanlarla ilgili bir kanun maddesi konusunda fikir ayrılığına düşer; ama Moşe, Aaron'un haklı olduğunu kabul eder.

Tanrı, yenmesine izin verilen ve yenmesi yasak olan hayvan türlerini belirleyen kaşerut kanunlarını verir. Kara hayvanları ancak çift toynaklı oldukları ve geviş getirdikleri takdirde yenebilir; balıkların yüzgeçleri ve pulları olmalıdır. Sonrasında, kaşer olmayan kuşların ve kaşer olan böceklerin (dört tür çekirge) listesi verilir.

Şemini peraşasında, "Mikve"nin (belirtilen özelliklere uygun bir su havuzu) ve kaynak suyunun arındırıcı gücü dahil, manevi saflık kanunlarının bazıları da yer alır. Yisrael halkına böylece "saf olanı ve olmayanı ayırt etmesi" emredilir.

 

 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

 

Giriş: Geçtiğimiz yıl içinde kaybettiğimiz büyük Tora bilgini Rabi Hayim Kanievski’nin cenaze töreninden birkaç saat sonra Rabi Aaron Levi’yi Milli Eğitim Bakanlığı’nda çalışan bir eğitimci arar. Eğitimcinin önemli bir isteği vardır. Dindar olmayan öğrencilere Rabi Hayim’in büyüklüğünü anlatmak istemektedir. Dindar olmayan öğrencilere hayatında hiç görmemiş olsa bile neden yüzbinlerce kişinin Rabi Hayim’in cenazesine iştirak ettiğini anlatmaya çalışmak arzusundadır. Dindar olmayan bir kişiye Rabi Hayim Kanievski(Z’Ts’K’L’)’nin büyüklüğünü nasıl anlatabilecektir? Eğitimcinin sorunu aslında zamanımızın gençliği ile ilgilidir. Gençliğimiz birçok şarkıcı, sporcu, sosyal medya fenomenlerini anlamakta ve tanımaktadır. Ama herhangi bir “Facebook” veya “Instagram” hesabı olmayan hatta akıllı telefonu olup olmadığı bile bilinmeyen Rabi’nin cenazesine bu kadar kişinin neden katıldığını anlamakta zorlanacaktır. Eğitimci Rabi’nin sayısız kişiye yardımcı olduğunu duymuştur hatta hakkında anlatılan mucizevi hikayelere de aşinadır. Eğitimciye göre bu kalabalığın nedeni bu öyküler veya yardımlar olabilme ihtimali zayıf görünmemektedir.

 

Beklenmeyen bir cevap: Rabi Aaron eğitimcinin beklediği cevabı vermez. Aslında Rabi Kanievski sayısız insana yardımcı olmuştur ve hakkında anlatılan sayısız mucizevi haber de vardır. Rabi Aaron birçok psikolog veya benzerinin insanlara sayısız yardımı dokunduğunu söyler ve onların cenazesinin bu kadar kalabalık olmadığını da vurgular. Rabi Hayim insanların hayatlarına nasıl dokunmuştur ki cenazesinde sayısız insan gözyaşı dökmektedir? Nasıl bir iz bırakmıştır ki sayısız insan onun ardından yürüyebilmektedir?

Her şeyden önce normal hayatta bir araya gelmesi mümkün olmayan genç yaşlı, dindar geleneksel veya din dışı hayatı benimseyen, Aşkenaz veya Sefarad birçok insan cenazede bir aradadır. Herkesin ileride kime benzemek istersin sorusuna verecekleri tek bir cevap vardır o da Rabi Hayim’in kendisidir.

 

Devrim: Rabi Aaron Levi cevabında Rabi Hayim’in bir devrimci olduğunu ifade eder. Eğitimci şaşırır. Eğer devrimci ise neden kendisi ansiklopedik kaynaklarda yer almamaktadır? Ansiklopedik kaynaklarda ne onun ne de benzerlerinin isimleri yoktur ve bu değişik bir devrimciliğe işaret etmektedir.

Rabi Aaaron’un cevabı dikkat çekicidir. Ansiklopedik kaynaklarda yer alan devrimciler kendilerini değiştirmeden bütün dünyayı değiştirme yönünde eylemlerde bulunurlar. Bu eylemleri dünyayı kalıcı veya geçici bir şekilde değiştirir ancak kendilerinde bir değişiklik olmaz. Halbuki Rabi Hayim gibiler yaşamlarını kendilerini değiştirmeye, rafine etmeye ve daha iyi biri olmaya adarlar. O da hepimiz gibi bu dünyaya normal bir insan olarak gelmiştir. Ancak çabaları eğitimi, öğrenimi ve davranışlarıyla kendisini bir melek gibi saflaştırmayı başarmıştır. O da hepimiz gibi bir takım istek ve arzularla dünyaya gelmiştir. Ancak giderken istek ve arzularını kontrol altına almayı bilen bir kişidir. Bir devrimci olmak için ileri görüş, vizyon ve karizma yeterlidir. Ancak kendini değiştirmek için yaşamın her saniyesinde bunun için çalışmak gereklidir. Kendisi bile bu kadar önemli olduğunun farkında değildir. Çünkü önce insan olmayı sonra da melekler seviyesinde saf olabilmeyi başarmıştır. Bunun için büyük evlere ve büyük maddi kazançlara gereksinim yoktur. Hatta bunların olması onu asıl görevinde uzaklaştırabilir. O sadece insanlara ve insanlığa model olabilecek biri haline gelmiştir. Şemini peraşasında bu örnekle ilgili önemli bir anlatım vardır.

 

Tanrı hep karşımızdadır: Mişkan etrafında hazır bekleyen ve Tanrı’nın Mişkan’da yer etmesini bekleyen Bene Yisrael büyük bir heyecan içindedir. Moşe onlara Tanrı’nın varlığını Mişkan’da hissedeceklerini söylemiştir. Olay gerçekleşmede gecikince Bene Yisrael durumu sorgulamaya başlar ve Moşe onlara küçük bir eksik olduğunu ve bu tamamlanınca Tanrı’nın varlığının onlara görüneceğini paylaşır. Moşe bir şey daha yapmalarını ister. Bunun ne olduğu hakkında Or AHayim AKadoş olarak bilinen Rabi Hayim ben Atar olağanüstü bir açıklama getirir.

Kişi Şehina’nın varlığını görebilmesi için her zaman Tanrı’nın karşısında olduğunu bilmeli ve buna göre davranmalıdır. Moşe halktan kalplerindeki “orla” tabir edilen olumsuz istek ve düşünceleri uzaklaştırmalarını ister. Çünkü bu düşüncelere sahip olan bir kişi bütün varlığı ile Tanrı’nın varlığına odaklı değildir. Kalbini değiştirmeyi başaran sadece yönetilen değil aynı zamanda lider olmayı bilen kişi her şeyden önce kendini geliştirir ve buna göre bir yaşam sürmeyi öğrenir. Sözgelimi Moşe Nadav ve Aviu olayına kızdığında kendisinden “alaha” bilgileri uzaklaşır. Çünkü Moşe halka lider gibi davranmalarını ve kalplerinden olumsuzlukları uzaklaştırmalarını öğütlemektedir ancak kendisi öfke dediğimiz olumsuz davranışın pençesine düşmüştür. Elazar da İtamar da kuralı bilmektedirler ancak kendilerini göstermek yerine susmayı tercih etmişlerdir. Bu yüzden de Tanrı’nın onlara konuşması onuruyla taltif edilirler.

 

Bir çınarı anarken: İşte Rav Hayim bu yüzden son derece önemli bir konuma erişmiştir.     Cenazesine iştirak edenlerin çoğu ağlar. Bu sadece bir üzüntü ifadesi değildir. Bu devrimci olabilmenin mümkün olduğu bir model kaybetmenin verdiği bir acıdır.

Rav Kanievski yazılarında öğrencilerin gayret etmelerinin ve öğrenimi sürdürmelerinin önemini vurgular. Yeteneği olmasa bile devam edebilen kişinin bir gün Tanrı korkusunun verdiği güzelliğe ulaşabileceğini öğretir.

 

DİVRE TORA
Rav İzak Peres

 

Barış arayışı

 

Aaron ismi Yahudi tarihinde şefkat ile bağdaştırılmıştır. Yaşadığı zamanlarda, fazlasıyla popülerdi ve öldükten sonra arkasından çok fazla yas tutulmuştu. Aaron neden bu kadar seviliyordu? Çünkü Aaron ‘ Oev şalom verodef şalom’ – huzuru, barışı seven ve arayan kişi olarak tanınırdı. Halkının iyiliğini yürekten ister, onların davranışlarını ve gittikleri yolları iyileştirmeye çalışırdı. Bunu yaparken onlara karşı katı değil, hep sevecenlikle yaklaşırdı.

İki kişinin tartıştığını gördüğünde, bir yakınını kaybetmiş kadar üzülür, bu tartışmayı tatlıya bağlamak onun önceliği haline gelirdi. Taraflardan birine giderek ‘ Rakibin bana, yaşamış olduğunuz tartışmadan dolayı çok üzgün olduğunu söyledi. Aslında senden özür dilemek istiyor ama çok utanıyor. Belki bu yaşananları unutarak ve onu affederek ona yardımcı olabilirsin.’ derdi. Sonra taraflardan diğerine aynısı söylerdi. Böylelikle it taraf karşılaştığında, tartışmadan dolayı ne kadar üzüldüklerini birbirlerine söyleyerek olayı tatlıya bağlarlardı. Barış çok kırılgan bir hazinedir, fakat Aaron bunu nasıl sağlayacağını çok iyi bilirdi. Hatta huzuru sağlamak için çok fedakarlık yapardı.

Aşağıdaki hikaye bu durumun öneminin altını çizmek için güzel bir örnektir. Aaron’un barış sağlayan kişiliğine imrenen Rav Meir, bir karı koca arasında meydana gelen anlaşmazlığı çözerek bu özelliğini ortaya koymuştur. Adamın karısı Rav Meir’in sıkı bir takipçisiydi ve mümkün olduğu kadar onun Tora derslerine katılmaktaydı. Bu durumu kıskanmaya başlayan kocası, kadının Rav Meir’in öğretilerinden çok, kendisine ilgi duyduğunu ima etti. Karısı bu duruma karşı çıktığında eşi ‘ Sana ancak Rav Meir’in karşısına geçip onun gözüne birçok kere tükürürsen inanırım. Ancak bu şekilde ona kişisel bir ilgin olmadığını anlarım.’ şeklinde cevap verdi.

Rav Meir kadınla bir daha rastlaştığında, kadının normalden daha mahzun olduğunu fark etti. Sebebini sorduğunda, kadın kocasıyla arasında geçenleri ve kocasının kendisinden istediği şeyi Rav Meir’e anlattı. Rav Meir kadını dinledi ve durumu anladığını ifade etti.

 

Rav Meir bir dahaki dersinde kadına yaklaşarak ‘ Gözümde bir sorun var. Birkaç kere tükürürsen belki geçer.’ dedi.

Kadın bu teklif karşısında şaşırsa da herkesin gözü önünde Rav’ın istediğini yaptı. Bu olay dilden dile dolaştı ve kadının kocasının kulağına gitti. Sonunda adam karısının yanlış bir şey yapmadığına ikna oldu. Karı koca arasındaki tatsızlık sına erdi, Rav Meir de bu durumdan çok memnun oldu. Belki itibarı sarsıldı ama en azından amacına ulaşmış oldu.

Eğer Aaron da Rav Meir de, huzuru sağlamak adına bu kadar ileri gidebiliyorlarsa biz de aynı sonuçlara ulaşmak için aynısını yapmalıyız.

Aynı şekilde, bir Rav gerçek barışı sağlamak için bilgeliğini kullanmıştı. İki Yahudi onun karşısına geldi ve aralarındaki anlaşmazlığı çözmesi için kendisinden yardım istedi. Görünene göre ikisi de aynı bölgeden gömü için toprak almıştı ama ikisi de en iyi görünen kısmı istiyordu.

 

İkisini de dinledikten ve bir süre düşündükten sonra Rav kararını açıkladı: ‘İkinizin de geçerli iddiaları var. O yüzden diyorum ki toprağın en iyi kısmı, ilk ölen kişiye gidecek.’ dedi.

Uzun bir sessizlik oldu ve bir daha bu toprak konusunda tartışma çıkmadı.

Bir kişi barışı sağlamak için elindeki her türlü kaynağı kullanmalıdır. Çünkü ‘Barış’ın Efendisi, tüm yaratılanların barış içinde olmasını istemektedir.’

 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

 

Gece boyunca su içmeye ve tuvalet ihtiyacını gidermek isteyen kişi ne yapmalıdır?

Gece uyku sırasında su içmek veya tuvalet ihtiyacını karşılamak amacıyla kalkan kişi tekrar yatmak ve uyumak amacı güdüyorsa “netila” yapma zorunluluğu taşımaz. Tuvalete kalkan kişi ihtiyacını karşıladıktan sonra elini yıkar ve “aşer yatsar” berahasını okur.

Su içmeye kalkan ise içeceği suyla doğrudan temas etmeyeceği için bardağı tutar “şeakol” berahasını söyler ve suyu içtikten sonra uyumaya devam eder.  

 

AKLIMIZDAN GEÇENLER

Rav İsak Alaluf

Geçen hafta başladığımız hangi zamanda hangi Teilim mizmorları okunur sorusunu yanıtlamaya devam ediyoruz.

Bu sorunun cevabını Rabi David Rosenfeld vermiştir. Ancak Teilim konusunda size yakın olan bir Rav’a danışmanızı ve tavsiye almanızı önemle öneririz.

 

Bir Kişinin Mezarında

33, 16, 17, 72, 91, 104, 130

Daha sonra, kişinin İbranice adı 119. Bölümden bulunarak okunur. Sözgelimi kişinin ismi David, annesinin ismi de Sara ise sırasıyla;

“Dalet – Vav – Dalet – Bet – Nun – Sin – Reş ve He” okunmalıdır. Bu harfler Sara oğlu David olan biri için düzenlenmiştir.  

 

Rebbe Nachman'dan Tikkun Klali

Breslev'li Bilge Rabi Nachman, Breslev Hasidik hareketinin kurucusudur. En büyük Hasidik bilgelerden biri olarak kabul edilir. Yanlışlarımızın yol açtığı manevi hasarı gidermek için aşağıdaki on mizmorun okunmasını tavsiye eder. Tikun Klali dediğimiz bu ritüel her gün okunmalıdır.

16, 32, 41, 42, 59, 77, 90, 105, 137, 150

 

Yahudi toplumu için tehlike anında okunabilecek mizmorlar da şöyledir.

Bu liste özellikle savaş ve benzeri durumlarda okuna gelmiştir.

20, 79, 80, 83, 121, 130, 142

 

Geçim kaynağı

Bu, iş ararken veya daha fazla finansal istikrara ihtiyaç duyduğunuzda önerilen bir listedir:

23, 104, 128, 145

Aşağıdakiler ihtiyaç zamanları için iyi bir genel listedir.

3, 6, 13, 16, 20, 22, 23, 27, 32, 41, 42, 51, 56, 59, 70, 77, 86, 88, 90, 102, 121, 128, 130, 137, 142, 143, 150.

Rabi 3, 6, 13, 22, 27, 121, 128, 130, 137, 142. Mizmorların çok etkili olduğunu vurgular.

 

HAFTANIN SÖZÜ     

Önemli olan teorik olarak öğrenmek değil, öğrendiklerimizi eyleme geçirmektir. (Pirke Avot 1/17)

YAHUDİ’NİN SAFLIK İŞARETLERİ VE KAŞERUT’UN ÖNEMİ
“Bene Yisrael’e konuşun ve (şöyle) deyin: Yeryüzündeki tüm
hayvanlardan, yiyebileceğiniz canlılar şunlardır” (Vayikra

11:2).

Tora bu haftaki peraşamızda yenmesi yasak olan ve olmayan
hayvanların, kuşların ve balıkların hangi işaretlere sahip
olmaları gerektiğini öğretmektedir. Öncelikle Tora’nın bu
konuyla ilgili yazdığı emrini tekrardan hatırlayalım:
“Hayvanlar içinde, (ayağın ön kısmını bütünüyle kaplayıp, çift)
toynak (halinde) tamamen ayrık olan bir toynağa sahip olan ve
geviş getirenlerin her biri – onu yiyebilirsiniz” (Vayikra 11:3)
Hayvanların yenilebilir olduklarına dair ilk özelliği ayağın ön
kısmını bütünüyle kaplayan ancak kesin bir ayrık olmalıdır. Yani
hayvanın ayak izlerine baktığımızda dört yerine sekiz ayak
toynak izi görmeliyiz. Öte yandan at ise, her ne kadar ayrık
toynaklara sahipse de, toynaklarının sonunda bir deri ile
birleştikleri için yenilemeyen hayvanlar sınıfına girer.
Hayvanlardaki bir diğer yenilebilir işareti ise geviş
getirenlerdir. Geviş getirmek, yiyeceğin yenilip
yutulmasından sonra, tekrardan ağıza getirilip yenmesine
denir.
Hayvanların yenilebilir işaretleri bunlardır.

1

ÖZEL GÜNLER YERUŞALAYİM İSTANBUL RAANANA

KABALAT ŞABAT:18:31
MOTSAE ŞABAT: 19:45

KABALAT ŞABAT: 19:24
MOTSAE ŞABAT: 20:27

KABALAT ŞABAT: 18:48
MOTSAE ŞABAT: 19:48

KAŞERUT
İŞARETLERİ

RAV ŞELOMO
LEVINSTEIN

ALAHA
BÖLÜMÜ
SEFİRAT
AOMER
KURALLARI

A N A H T A R
Ş EKL İ N D E
HALA

EŞET HAYİL

Tora ardından balıkların yenilebilir işaretlerine geçmektedir: Denizlerde ya da
ırmaklarda, suda yüzgeç ve pula sahip olan her canlı – onları yiyebilirsiniz
(Vayikra 11:9).
Birçok insan dünyanın dört bir tarafını geziyorlar ancak her yerde kaşer tavuk
veya et bulamıyorlar. Balık, yenilebilir olup olmadığı kolaylıkla anlaşılabildiği
için, bu gibi durumlarda can kurtarıcı bir yiyecek haline geliyor.
Uçucuların yenilebilir işaretleri nedir?
Tora bu noktada, kara hayvanlarında ve balıklarda yazdığı gibi bir işaret
yazmak yerine sadece yenmesi yasaklanan uçucuların listesini vermekle
yetinmektedir; “Uçuculardan ise şunları iğrenç sayacaksınız (yenmeyeceklerdir
(çünkü) tiksinti kaynağıdırlar):... leyleği, balıkçıl türlerini, çavuş kuşunu ve
yarasayı (Vayikra 11:19).”
Hahamlarımız leylek kuşunun İbranice karşılığı olan ve kökü yardımseverlik
anlamına gelen Hasida kuşu bu ismi, bir yiyecek bulduğunda kendisine
saklamayıp, diğer leylekleri de çağırarak yaptığı yardımseverlikten aldığını
açıklarlar.
Kaşerut işaretleri sadece hayvanlarda değil, insanlarda da mevcuttur.
Hayvanların yenebildiklerine dair işaretlerden biri maale gera – geviş
getirmeleridir. Gera, mahatsit aşekel ile ilgili olarak ve Behukotay peraşasında,
“... bir şekel yirmi geraya denk olacaktır...” yazdığı gibi bir para birimidir. “Mafris
parsa – ayrık toynaklara sahip olması” ise varlıklı kişinin ekmeğini iki ayrık
parçaya bölmesini ve fakir ile paylaşmasını sembolize eder.
Fakir bir kişi Pesah bayramı arifesinde zengin kişinin kapısını çalar.
“Bayram ihtiyaçlarını karşılayabilmem için maddi yardıma ihtiyacım var. Bana
biraz yardımcı olabilir misiniz?” diye sordu.

2

Zengin kişi de, “Şu an bir mitsva ile meşgulüm ve Talmud’daki kanuna göre bir
mitsva ile meşgul olan kişi, diğer bir mitsvayı uygulamaktan muaftır, yani ben de
şu an sana yardım etmekten muafım” der.
Fakir kişi dayanamaz, “Hangi mitsva ile meşgulsün?” diye sorar. Zengin kişi de,
“görmüyor musun? Ceplerimde hamets olup olmadığını kontrol ediyorum” der.
Fakir kişi bunun üzerine, “sen bu mitsvadan muafsın” der. Zengin kişi birden
gözlerini açar ve ona, ‘neden muaf mışım? Şulhan Aruh’ta yazan Pesah
kanunlarında açıkça yazıyor bu mitsva’ der.
Fakir kişi de, ‘beyefendi, Talmud’da ve alahada hametsin sadece elin ulaştığı
yerlere kadar aranması gerektiği yazıyor. Ancak sizin eliniz hiçbir zaman
cebinize ulaşmadığı için, cebinizi kontrol etmenize gerek yok ve bu yüzden de bu
mitsvadan muafsınız” dedi.
Tora’nın yenmesini yasakladığı yiyecekler tüketildiğinde vücudun bir parçası
haline geldiği, ruhumuzu duyarsızlaştırdığı ve kutsal bir kişi olmaktan
uzaklaştırdığı için her Yahudi kaşerut kuralları konusunda duyarlı
davranmalıdırlar.
Tarih boyunca Yisrael halkının başındaki Tora alimlerinden, en basit kişiye
kadar birçok insan her durumda kaşerut kurallarını uygulayabilmek için canını
bile feda etmeyi göze almışlardır.
Rabi Baruh Menahem Rizel’in Pri Baruh kitabında Habad hasidizminin
kurucusu ve Baal Atanya adlı eseriyle tanınan Liadi’li Rabi Schneur Zalman
hakkında bir anekdot anlatır:
Rabi Schneur Zalman Yisrael Toprakları’ndaki yerleşim hareketlerini
desteklediği için hapse atılmıştı. Hapiste olduğu süre boyunca kendisine
yemesi için kaşer olmayan yiyecekler veriliyordu. Rabi Schneur Zalman da
kaşer yiyecek tedarik etmenin imkansız olduğunu anlayınca oruç tutmaya
başladı. Rabi Schenur Zalman’ın bu davranışı hükümet tarafından duyulunca,
kendisine şöyle bir mesaj gönderildi, “yaptığın şey intihar etmeye girer ve
intihar eden kişinin Gelecek Dünya’da yeri yoktur.” Rabi Schneur Zalman mesajı
aldı ve şöyle dedi, “Tora’nın yenmesini yasakladığı bir yiyeceği yiyerek Tanrı’nın
gözünden düşüp ruhumu kirletmektense, Gelecek Dünya’daki payımı kaybetmeyi
tercih ederim.”
Tora’da üç ağır günah vardır ve insan hangi şartta olursa olsun, bu yasakları
çiğnememek adına canını bile feda etmeye hazır olmalıdır. Bu üç günah kan
dönmek, putlara tapmak ve cinsel ahlaksızlıklardır. Tora’nın diğer yasakları
için ise insan canını feda etmemelidir. Ancak bazı Tora otoritelerine göre diğer
yasaklar için de canını feda etme seçeneği isteğe bağlıdır ve kişi isterse bu yolu
seçebilir. Rabi Schneur Zalman da bu Tora otoritelerinin görüşüne göre
davranmıştır.

3

ÇÖPE ATILAN ÇAMAŞIRLAR

SORU:
Pesah’tan iki gün önce Reuven’in evindeki çamaşır makinesi bozulur ve
bayram arifesinde yıkanmayı bekleyen birçok çamaşır birikiverir. İçine
düştüğü bu durumu arkadaşı Şimon’a anlatır ve Şimon da son derece
iyiliksever birisi olduğu için arkadaşına çamaşırlarını kendi evinde
yıkamasını önerir. Reuven de durumdan dolayı çok mutlu olur ve bütün
çamaşırları büyük bir çöp torbasının içine doldurup cömert arkadaşına
teslim eder. Şimon da çamaşırları yıkamakla ve tertemiz hale getirmekle
kalmaz ve onları düzgün şekilde katlayarak aynı çöp torbasının içine
yerleştiriverir. Ancak çamaşır işlemi gece yarısı bittiği için, o saatte
kapısını çalmak istemez ve çöp torbasını kapısının yanına bırakıverir.
Aynı apartmanda Tuvya isimli iyiliksever bir komşu daha yaşamaktadır.
Tuvya o sabah erkenden kalkar ve çöpü atmak için merdivenleri inerken
Reuven’in kapı girişindeki torbayı (!) da görür — “Nasıl olsa çöpü atmaya
gidiyorum, onun da çöpünü atarım” diyerek torbayı alır ve sokaktaki
yere bağlı çöp kutusuna torbaları atıverir. Aradan birkaç dakika
geçmeden çöp arabası gelir ve bütün çöpleri toplayarak oradan uzaklaşır.
Daha sonra Reuven Şimon’a gelir ve ona çamaşırlarının ne durumda
olduklarını sorar. Ancak ne yazık ki torbanın çöp arabası tarafından
götürüldüğü Tuvya tarafından bildirilir.
Bunun üzerine üçü de bet dine gelir ve Şimon, “belki de torbayı kendisine
vermeyerek kaybolmasına neden olduğum için zararı benim ödemem
gerekir” dedi. Öte yandan Tuvya da, “galiba yanlışlıkla çöpe attığım
kıyafetlerin ücretini benim ödemem gerekiyor.”
CEVAP:
İnsan yanlışlıkla bir zarar verdiyse bile bunu bilerek yapmış gibi sayılır. İnsan
karşısındakine iyilik bile yapmak isterse, davranışının hiçbir şekilde zarar
vermeyecek şekilde yapılması gerekir.
Aynı şekilde bizim sorumuzda da Tuvya her ne kadar komşusunun çöpünü
almak gibi son derece iyiliksever bir davranışa imza attıysa da, torbanın içinde
neler olduğunu kontrol etmesi gerekirdi. Bunu da yapmadığı için torbanın
içindeki kıyafetlerin ücretini ödemelidir. Şimon ise zararı karşılamaktan
muaftır. Çünkü komşular arasında bu şekilde kapının önüne eşya yerleştirme
davranışı son derece yaygın bir davranıştır ve her hangi bir olumsuz
sayılabilecek bir davranış yapmamıştır.

4

SEFİRAT AOMER KURALLARI

Soru: İsrail’de Pesah’tan önce hametsi Hahambaşılık aracılığıyla satan
bakkallar ve marketlerde satılan ürünlerin özellikle Pesah’tan sonra
üretildiklerini kontrol etmem gerekir mi?
Cevap: Ürünlerin ve özellikle unun Pesah’tan sonra öğütülmesi gerektiği gibi
bir davranış biçimi yoktur. Bakkalda veya markette bulunan hamets Pesah’tan
önce hahambaşılık tarafından satılmıştır. Pesah’tan sonra da rahatlıkla
kullanılabilir.
Soru: Pesah’tan sonra evimizde kalan matsanın berahası nedir?
Cevap: Pesah bittikten sonra matsanın berahası Bore Mine Mezonot’a dönüşür.
Yendikten sonra da Al Amihya berahası söylenir. Ancak buna rağmen daha
doğrusu matsayı ekmekli bir öğünün içinde tüketmektir.
Soru: Sefirat Aomer’in saymayı unutan kişi nasıl davranması gerekir?
Cevap: Öncelikle kişi akşam saymayı unuttuysa bütün gece beraha ile sayabilir.
Eğer gece unuttuysa gündüz berahasız olarak sayar ve ertesi akşam da cemaat
ile birlikte beraha ile saymaya devam eder. Aynı şekilde birkaç kez unuttuysa
her akşam berahasız olarak saymaya devam eder. Sinagoga Sefirat Aomer
günlerinde meldado ve Şabat nedeniyle gelen kişiler berahasız olarak cemaat
ile birlikte sayarlar. Eğer geldikleri gün Sefirat Aomer’in birinci günüyse tabii
ki berahayla sayacaklardır.
Aynı şekilde bir çocuk Sefirat Aomer günlerinde Bar mitsva olduysa, bar
mitsva gününe kadar berahalı bir şekilde saymış olmasına rağmen, Sefirat
Aomer günlerinde bu mitsvadan yükümlü hale geldiği ve önceki günlerde
yükümlü bir şekilde saymadığı için, bar mitsva olduktan sonra berahasız bir
şekilde sayması gerecektir.
Soru: Erken saatte Arvit duasını söyleyen kişiler Sefirat Aomer
konusunda nasıl davranmalıdırlar?
Cevap: Erken saatte Arvit duasını okuyan kişiler yıldızlar çıktıktan sonra
öncelikle Şema Yisrael duasını söylerler ve ardından Sefirat Aomer’i beraha ile
sayarlar. Ancak Arvit duası güneşin batışından sonra bittiyse ve henüz yıldızlar
çıkmadıysa Sefirat Aomer’i berahasız bir şekilde şart koşarak sayar — “Eğer
yıldızlar çıktıktan sonra Sefirat Aomer’i saymayı hatırlarsam şu an sayacağım
geçersiz sayılsın. Eğer yıldızlar çıktıktan sonra Sefirat Aomer’i saymayı
hatırlarsam şu an sayacağım geçerli sayılsın.”

5

GEÇİM KAYNAĞININ ANAHATARI

Pesah’tan sonraki ilk Şabat’ın onuruna anahtar şeklinde hala pişirmek
gelenekselleşmiştir. Bu şekilde halayı pişirmek geçim kaynağının açılması ve
bereketli bir şekilde tüm Yisrael halkına yayılması için iyi bir davranıştır.
Bazıları halanın kendisini anahtar şeklinde pişirmeyi adet edinmişken,
bazılarıda anahtarın kendisini normal şekilde pişirilen halanın içine
yerleştirmeyi adet edinmişlerdir.
Peki bu davranışın bir kaynağı var mıdır? Neden özellikle Pesah’tan sonraki
Şabat bu hala yapılmaktadır?
Anahtar şeklinde hala pişirilmesinden ilk bahseden kaynağımız Apta
şehrindeki Oev Yisrael adlı dünyaca ünlü bir hahamdır. Yisrael halkı kırk yıl
boyunca göklerden gelen man adlı ilahi yiyeceği yemeye nail olmuşlardır.
Man Tanrı’nın sonsuz iyiliğinin bir göstergesiydi ve bunun için çalışmalarına,
çabalamalarına ve alın teriyle kazanmaya gereksinim duymuyorlardı. Man
evlerinin kapılarına kadar geliyordu.
Kırk yılın sonunda Pesah bayramının hemen ertesinde gökten gelen Man
kesildi ve artık geçimlerini sağlamak için endişe etmeye başladılar. Artık
ekmeleri, biçmeleri, ürünleri toplamaları ve onları ekmek haline getirmeleri
gerekiyordu.
Yisrael halkı gözlerini Yüce Tanrı’ya kaldırdılar ve kendilerine geçim
kaynağının anahtarını göndermesi için dua ettiler. Bununla da birlikte hemen o
Şabat’tan itibaren anahtar şeklinde hala pişirmeye başladılar.
Anahtar şeklinde pişirmenin bir başka nedeni de Sefirat Aomer’dir. Sefirat
Aomer günleri manevi anlamda yükseliş günleridir. Pesah akşamı Seder
gecesinde hepimiz manevi anlamda çok yüksek bir derecedeydik. Gece yarısı
olduğunda da tüm bu manevi ışıklar yok olup gittiler. Bizim de görevimiz
Sefirat Aomer günlerinde her gün bir adım daha bu kaybolan ışıkları geri
getirmemizdir. Her gün kendimizi bir adım daha geliştirerek kusursuzluğa
giden bir kapıyı daha açarız. Bu kapıları da açabilmek için anahtara ihtiyacımız
vardır.
İşte anahtarın elinde ve Sefirat Aomer günlerinde yapman gereken karakter
özelliklerini daha da kusursuzlaştırmandır. Bu günlerde okuduğumuz Pirke
Avot mişnaları da bu görev için biçilmiş bir kaftandır. Pirke Avot içerdiği

6

öğretilerle binlerce yıl önce yazılmış olmasına rağmen günümüze en iyi şekilde
ışık tutan, hayatımızın her alanında bize rehber olabilecek nitelikte bir eserdir.
Pirke Avot’u okuyarak ve öğretilerini öğrenerek Şavuot bayramına en iyi
şekilde hazır olabilirsin.
Bizler bu günlerde pişirdiğimiz anahtar şeklindeki hala ile uyguladığımız
mitsvalar sayesinde göklerde açtığımız kapıları sembolize ederiz. Her mitsva,
her tefilin giyilmesi, her Teilim duası, hem Şabat uygulanışı, her kaşeruta daha
sıkı bir şekilde bakmamız bizi göklerde çok daha yüksek noktalara getirecektir.
Tanrı’nın İsteği her zaman bir adım daha yaklaşmamız ve tüm kalbimizle olan
hizmet etmemiz olsun

bottom of page