top of page

TAZRiA

TAZRİA- תזריע

METSORA- מצורע


25 NİSAN 2023 YOM AZİKARON
26 NİSAN 2023 YOM AATSMAUT

 

Peraşa Özeti

(Vayikra 6:8-8:36)

Tazria peraşası "Tuma veTaara - Manevi kirlilik ve Saflık" kurallarını ele almaya devam etmektedir. Doğum yapan bir kadının, Mikve'ye (belirli niteliklere sahip su havuzu) dalma ve Bet-Amikdaş'a korban getirme gibi hareketleri kapsayan bir arınma sürecine girmesi gerekir. [Sağlık durumu imkan veren] Bütün erkek bebekler hayatın sekizinci gününde sünnet edilmelidir. 

Tsaarat (cüzam benzeri semptomlara sahip, manevi kaynaklı bir rahatsızlık), giysileri de etkileyen doğaüstü bir hastalıktır. Eğer bir kişinin derisinde beyaz ya da pembe [giysilerde pembe ya da yeşilimsi] lekeler ortaya çıkarsa, bir Koen'e başvurulur. Bu Koen, etkilenen bölümün yedi günlük karantina süresinden sonraki büyüklüğü gibi çeşitli belirtileri inceleyerek onun Tame (manevi açıdan saf olmayan) veya Taor (saf) ilan eder. Tsaraat bulaşmış bir kişi iyileşene kadar kampın (ya da şehrin) dışında tek başına ikamet etmelidir. Hastalık bulaşan bölümü kesilip atılmış olan bir giyside tekrar hastalık ortaya çıkarsa, bütün giysi yakılmalıdır.

 

Metsora Peraşası: İyileşen bir Metsora'nın (Tsaraat'a yakalanmış kişi) Koen tarafından iki kuş, çömlek bir kap içerisinde bulunan doğal kaynak suyu, sedir ağacından elde edilmiş bir parça odun ve bir tutam zufa otu kullanılarak saflaştırılmasını sağlayan özel bir işlemin detaylarını anlatarak başlar.

Bir evin duvarlarında kırmızımsı ya da yeşilimsi lekeler belirmesi, bu evinde rahatsızlıktan etkilenmiş olma olasılığını gösterir. On dokuz gün kadar sürebilen bir işlem sonucunda, Koen evin saflaştırılabileceğine ya da yıkılmasına karar verir.

Tuma, erkekte meni ya da diğer akıntılar, kadında adet veya diğer kanamalar sonucunda da ortaya çıkabilir ve Mikve'ye dalarak arınmayı gerektirir.

 

Mİ-DRAŞ YİTSHAK
Rav İsak Alaluf

 

SİVRİSİNEK

 

Doktor ile sohbet: Son zamanlarda sıklıkla yaşamdan alıntılarına yer verdiğimiz Rabi Aaron Levi değerlerle ilgili bir seminere giderken oradan çıkan Roi adında bir fizik doktoru ile karşılaşır. Doktor Roi seminerin ilgisini çekmeyeceğine inanarak ortamı terk etmektedir. Doktor Rabi’ye hikayesini anlatırken nerede hata yaptığını kendisinin bile anlamadığını söyler. Bu Rabi için inandırıcı değildir. Zira akademik bir insan olarak Roi bu konularda pek de hata yapmaya eğilimli görünmemektedir. Rabi Levi sohbeti ilerletirken oldukça ilginç sonuçlara ulaştığını görür

 

Farklı düşünceleri duymak: Her şeyden önce seminer oldukça iyidir. Hayatın anlamını, mitsvaları uygulamanın psikolojisini, hayatın hedeflerini detaylı bir şekilde tartışmaya açıktır. Bir bilim insanının bu ortamı “kendine uygun” görmemesinin arkasında mutlaka bir şeyler vardır. Konuşma sırasında Doktor Roi baklayı ağzından çıkarır. Hatasını da şöyle açıklar. “Burada dindar kişiler arasında olduğumu bir an için unuttum. Onların yegane amacı bana teşuva yaptırabilmektir. Burada kalmaya devam edersem bu seminere geldiğim gibi çıkamayacağımı anladığımdan en iyisi bulaşmadan terk etme kararı aldım.”

Aslında bu fizik doktorunun yaşadığı, hissettikleri toplumda yabancısı olmadığımız bir durumdur. Birçok dindaşımız hareketlerinin kısıtlanacağını, düşüncelerinin değişeceğini, yaşamının olumsuz etkileneceğini düşünerek sinagoga, Tora derslerine veya Rabilerle olan sohbetlere katılmamak için elinden geleni yapar. Katılsa bile kendini sözde “koruma” altına almak için umursamaz hatta alaycı bir tavır takınır. Fizik alanında doktora yapmış olan bu kişi gibi seminere veya konuşmaya geldiği gibi çıkmamaktan, etkilenmekten hatta yaşamında değişim olacağından çekinir ve buna karşı kendisini “koruma” altına alır.

Rabi Aaron Levi önce doktora hak vermiş gibi görünür ve hemen ardından bir soru sorar: Doktor acaba fikirleri kendisiyle örtüşmeyen hatta taban tabana zıt olan bir kişinin veya görüş sahibinin makalesini okumayı reddetmiş midir? Doktor Roi buna kesinlikle “hayır” cevabını verir. Çünkü bilim insanları görüşleri kendi karşısında olsa da, hatasını ortaya çıkaracak olsa da, farklı fikirleri okumaktan ve etüd etmekten asla çekinmezler. Çünkü bilimin daha ileriye gitmesinin ve karanlık noktaları aydınlatmasının sırrı karşıt görüşlerin de dinlenmesi ve anlaşılması ile mümkün olabilecektir. Birçok bilim adamı bu sayede fikirlerini değiştirmiş, doğruyu bulmuş ve insanın bilim macerasına katkılarda bulunmuştur. Doktor Roi de farklı düşünmemektedir. Doktor Roi’ye göre bilim dinamiktir ve düşüncesi değişecek diye kimse karşıt fikirleri dinlemekten kaçması mümkün değildir.

 

Dinamizm: Rabi bunları dinledikten sonra onu uğurlar ancak birkaç dakika içinde Doktor neden bu soruyu sorduğuna dair karşı bir atakla Rabi’nin yanına gelir. Rabi de Tora’nın bilim gibi dinamik olduğunu, uzun yıllar bildiklerinin bazen genç bir çocuk tarafından bile değiştirilebileceğini ancak değişime hazır olmayanların Tora eğitimini pek de kabul etmediklerini onunla paylaşır.

Rabi Aaron bir Midraş öğretisini burada paylaşır. Rabi Yohanan kişinin Tora yolunda bir yaşam sürmesi durumunda bu dünyada ve gelecek dünyada huzur bulacağını aksi durumda ise hesap vermekle yükümlü olduğunu dile getirmektedir. Reş Lakiş ise kişinin sorumluluğunun bilincinde olması durumunda kainatın onun için yaratıldığını ancak bu sorumluluğu almaması durumunda ise bir sineğin bile kendisinden önce yaratıldığını aklından çıkarmaması gerektiğini paylaşır.   Rabi devam eder. Sivrisinek yaşamak için başkalarının kanını emmek durumundadır. Kendinden bir şey yapamaz. Ancak insanoğlu aklını kullandığı zaman ve doğruya eriştiğinde kainatın neden kendi için yaratıldığını anlayabilir. Aklını kullanmak istemeyen ise sorumluluktan kaçınanlardır. Onlar kendilerini değiştirmek istemediklerinden farklı davranmaya gayret ederler.

Rabi Aaron bir süre sonra Fizik Doktoru Roi’nin bir Gemara bölümünü bitirmek üzere olduğunu öğrenir. Kendisine şunları bir kez daha hatırlatır. “Fizik gerçeklerinde bir değişim olsa kendi fikirlerin ile bu zıt dahi olsa senin yaşamını doğrudan etkileyecek bir şey yoktur. Ancak Tora yoluna giren bir kişi kendisini olumlu yönde rafine etmeyecek olursa yaşamında sorunlar yaşamaya başlar. Tora öğrenen ve buna göre yaşamak isteyen kişi davranışlarını değiştirmeye hazır olmalıdır. Bu öğretide hala bir soru güncelliğini korumaktadır. Neden bu Midraşik öğreti laşon ara dediğimiz günahın ve cezasının işlendiği Tazria peraşasında yer almaktadır?

 

Sivrisinek: Laşon ara kullanan bir kişi sorumluluk almaya yanaşmayan biridir. Rabi Yohanan’ın dediği gibi yanlış yapar ve bunun hesabını “tsaraat” geçirerek vermeye çalışır. Laşon ara’dan uzak durmak için kafasını kullanan kişi sivrisinek gibi davranmaz. Başkalarının kanını emerek onu da başkalarına bulaştırarak yaşam sürmez. Bu yüzden adı geçen Midraş doğru yerde yerini almıştır.

 

DİVRE TORA
Rav Selim Eskinazi

 

“Ne zamanki Kenaan Ülkesine geliyorsunuz... Mülk niteliğindeki Ülkenize ait evlere, tsaarat lekesi yerleştireceğim." (Vayikra 14:34) 

Zoar aKadoş bu pasuğu şu şekilde açıklamaktadır: 

Yisrael Milleti, Akadoş Baruh U’ya yapışıktır ve O da onlara olan sevgisinden, onları Kutsal Topraklara sokarak, Şehina'sını içlerinde barındırmak istemiştir. 

Mişkan'ın İnşasında çalışan kadınlar şöyle derdiler: 

Bu Mikdaş'a, Bu Mişkan'a, Bu Parohet'e...

 

Yaptıkları iş, el emekleri ve elleri kutsal olsun diye. Leavdil ben kodeş lehol, aynı şey ters durumda da geçerlidir. 

Putperestlere tapan kişiler, yaptıkları işlerde putların isimlerini zikrederek, üzerlerine ve yaptıkları işlere tuma kuvvetlerini çekerler. 

 

Kenaan Toplumu, putperest bir toplum oldukları için, inşa ettikleri tüm binalara tuma kuvvetleri hüküm sürmüştür. 

Kutsal Yisrael Milleti, Erets Yisrael'e geldikleri zaman, Akadoş Baruh U, Şehinası orada barınamayacağı için, Erets Yisrael'i manevi olarak temizlemek istemiştir. 

Bu sebeple tsaraat lekeleri sayesinde, tahtadan ve taştan Kenaanlılar tarafından inşa edilmiş tüm binalar yıkılır ve Keduşa ve Taara ile binalar tekrardan inşa edilir.

 

Bu sebeple kim ki yeni bir bina inşa ediyorsa, inşa etmeye başladığı zaman, "ben bu evi vs. Tanrı’nın İbadeti adına inşa ediyorum" demelidir.

 

Günümüzde inşa edilen evler genellikle putperest düşüncelerle veya söylemlerle inşa edilmemektedir. Ama inşa edilen evlerin ayakta kalabilmesi için kutsiyete ihtiyaç duyulmaktadır. Peki kutsiyet nereden gelecek?

Hahamlarımız, Masehet Sanedrin 92a'da şöyle söylemektedir: 

"Her ev ki, o evde akşam vakitlerinde Tora sözleri duyulmamaktadır, o evi ateş yer.", Aş-em yişmor. 

Nasıl ki Erets Yisrael'e girildiği zaman, lekeler aracılığıyla evler yıkıldı, (leşem Şamayim, kutsiyetle inşa edilmediği için) bugün de ateş, lekelerin görevini görmektedir.

Ama ne zaman ki o evde Tora öğreniliyor, kutsal Tora sayesinde, Tora'nın ateşinin alevi, evi tekrardan kutsiyet ateşi ile inşa ediyor. 

İşte bu sayede, Şehina'nın barınabileceği kutsal bir inşa ortaya çıkıyor. 

 

İnsan için de bunu söyleyebiliriz:

Masehet Berahot 5b'de diyor ki:

Kim ki dört tane lekeden birini görüyor, bu Mizbah Kapara'dır. 

Peki günümüzde bu lekeler yok, günahların affı nasıl olacak?  

Has ve Şalom çekilen sıkıntılar sayesinde mi?

Hahamlarımız, Masehet Menahot 110a'da diyor ki:

 

Kim ki Tora ile meşgul olursa, ne Ola Korbanı'na, ne Hatat'a, ne Minha'ya, ne Şelamim'e ihtiyacı var ki aTora aKedoşa, insanı tüm günahlarından temizler, onu taor yapar, hem vücudunu hem neşamasını saflaştırır.

 

 

GÜNLÜK YAŞAMDAN
(Kaynak: www.hidabroot.org)
Rav İzak Peres

 

Kadınlar kulağın kepçe kısmına küpe takabilir mi? 

 

Öncelikle Şulhan Aruh’ta böyle bir alaha mevcut değildir.  Ancak Rabiler bu yerde bulunan küpelerin gerek davranış ve gerekse yansıttıkları konusunda çok olumlu görüş bildirmediklerinden takılmaması daha uygun görülmüştür. 

 

AKLIMIZDAN GEÇENLER

Rav İsak Alaluf

 

Bir okuyucu yine ilginç bir soru sorar: Adam ve Hava Yahudi olarak kabul edilir mi?

 

Rabi David Rosenfeld sorumuzu yanıtlamaya çalışır.

Teknik olarak değil. Yahudi halkı Avraam ve onun soyundan gelenlerle başlar. Farklı bir anlamda insanlığın başlangıcında Yahud toplumundan söz edemeyiz. Tanrı Adam ve Hava’dan oluşmaya başlayan insanlıkla bir ilişki geliştirmek ister.  Bu gerçekleşmiş olsaydı, belirlenmiş bir Yahudi halkı asla olmazdı. Ancak insanlık günah işlemeye meyilli olduğundan ve putperest inançlar nedeniyle Tanrı’ya inanma yolunu terk ettiğinden Tanrı İsmini duyurmak ve Tek Tanrı inancını yerleştirerek yaymak için Yahudi kavmi oluşmaya başlar. Avraam gençliğinden itibaren Tanrı’yı keşfeder ve Tek’liğini yaymaya başlar. Sonuç olarak, Tanrı Avraam’ı ve neslini gerçekten aradığı Tanrı ile ilişkiyi sürdürecek bir ulusun babası olarak seçer.

Yahudiler bu nedenle “seçilmiş halk” gibi görünseler de aslında onlar “seçen toplum” olarak kabul edilir. Tanrı insanlığı reddetmemiştir.  Yahudilerin görevlerinden biri “or lagoyim – toplumlara ışık” olmaktır. Maşiah’ın günlerinde ise Yeşayau peygamberin söyledikleri gerçekleşecek ve insanlık Tek Tanrı inancını sahiplenecektir.

Günlerin sonunda olacak: Tanrı'nın Tapınağı'nın dağı, dağların başı gibi sağlamlaşacak ve tepelerin üzerinde yükselecek ve bütün uluslar ona akın edecek. Birçok halk gidip, "Gelin, Tanrı'nın Dağı'na, Yaakov’un Tanrısı'nın Tapınağı'na çıkalım, O bize Kendi yollarını öğretecek ve biz de O'nun yollarında yürüyeceğiz" diyecek. Uluslar kılıçlarını sapan demiri, mızraklarını budama kancası yapacaklar; ulus ulusa karşı kılıç kaldırmayacak ve artık savaş eğitimi almayacak. (Yeşayau 2)

Kutsal dağımın tamamında ne zarar verecekler ne de yok edecekler; çünkü yeryüzü, deniz yatağını kaplayan sular gibi Tanrı bilgisiyle dolu olacak. (Yeşayau 11)

Bu günlere ulaşmak dileği ile…

 

 

HAFTANIN SÖZÜ

“Dünyayı iyileştirmeye başlamadan önce kimsenin bir an bile beklemesine gerek kalmaması ne kadar harikadır.” (Anne Frank)

bottom of page